Erkeğin Âiledeki Görevleri 1) Erkek âilesinin geçimini sağlamalıdır 2) Erkek eşini beğenmezlik edemez 3) Erkek eşine karşı iyi muamele etmelidir. 4) Erkek eşini dövebilir mi? 5) Erkek çocuklarının terbiyesinde ve ev işlerinde eşine yardımcı olmalıdır 6) Erkek âilesinin ibâdetleriyle ilgilenmeli, onlara dini inançlarını öğretmelidir 7) Erkek eşinin akrabalarını ziyaretine izin vermelidir 8) Erkek eşini meşrû eğlence yerlerine götürmelidir 9) Erkek itaatkâr eşi için dua etmelidir 10) Erkek âilede ne fazla baskı yapmalı, ne de müsamahakâr olmalıdır 11) Erkek yolculuktan eve dönüşte baskın yapmamalıdır 12) Erkek eşi için süslenmelidir «Erkekler, kadınların koruyucuları ve hâkimidirler. Çünkü Allah, birini ( savaş, imamlık ve miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır.)» (Nisâ sûresi, âyet: 34) «Kadının kocası üzerindeki hakkı, erkeğin yediğinden kadına da yedirmesi, giydiğinden giydirmesi, yüzüne vurmaması, azarlamaması, dargınlığını da sadece oda içersinde yatağını ayırmak sûretiyle yapmasıdır.» Miskâtü'l-Mesâbih c: 2, s: 203
İslam’da Evlilik ve Aile Hayatı - Abdullah Aydın (ALTINCI BÖLÜM)
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK, EŞİNİ BEĞENEMEZLİK EDEMEZ
Erkek, eşinin gerek kendine, gerekse yaptığı işlere çirkin dememelidir. Bilindiği gibi bir kadına yapılacak en büyük hakaret ona «çirkinsin» demektir. Çünkü kadın dâimâ ruhen güzelliğini ve kendi varlığını erkeğe kabul ettirmek ister. Bu yüzden ona güzel olduğunu söylemek onun hesabına bir iyilik ve nezakettir.
Ayrıca kadınla iyi geçinmek, ona darılmamak gerektir. Bu konuda hudutsuz kudret sahibi olan Allah şöyle buyurur:
«Eşlerinizle iyi geçinin. Onlardan hoşlanmasanız bile... Olur ki kadının bir huyu hoşunuza gitmez de Allah onda bir çok iyilik takdir etmiş bulunur.»
(Nisâ, 9)
Bu konuda iki cihan güneşi olan Peygamberimizin sözlerini de dinleyelim:
«Kadınlar hakkında birbirinize iyilik tavsiye ediniz.» (1)
(1) Buhari. c: 6. s: 145.
«Mü'min bir erkek, mü'min bir kadına darılıp kızmasın. Eğer onun bir huyundan hoşlanmıyorsa öbür huyundan hoşlanabilir.» (2)
Gerçekten her huy, her iş hoşa gitmeyebilir. Ama iyi niyetli ve cana yakın bir insan, isterse hoşuna gidecek nice iyi ve güzel huylar bulabilir. Hele bir de bu, eşi olursa... Önemli olan iyi niyetli ve kanaatkâr olmaktır.
(2) Müslim, c: 2, s: 1091.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK, EŞİNE KARŞI İYİ MUAMELE ETMELİDİR
Âilede huzur ve saâdeti temin etmenin sebeplerinden ve erkeğin önemli vazifelerinden biri de karısına karşı güler yüzlü olmak ve ona karşı dâimâ iyi davranmak, ufak tefek hatalarını görmezlikten gelmek ve kusurlarını güzellikle kendisine söyleyerek bir daha yapmamasına çalışmalıdır. Kadın, kocasının her zaman kendisiyle ilgilenmesini ister ki, bu onun ruhen ihtiyaç duyduğu bir histir. Kocasından bu sevgiyi görmeyen kadın çok üzüleceği gibi kocasına karşı da nefret duymaya başlar. Bu hâl sonunda âile huzurunun bozulmasına ve kadının başka taraflara meyletmesine ve helâl yollardan sapmasına bile yol açabilir. Bu gibi durumlarla karşılaşan erkek üzülen karısını teselli için, «üzülme, boşver, zararı yok, sen sağ ol» gibi sözlerle teselli etmeli ve üzüntüsünü gidermelidir.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Sizin hayırlınız âilesine karşı hayırlı olanınızdır. Ben de âileme karşı sizin hayırlınızım. Kadınlara yalnız ikram sahibi olanlar ikram eder ve onlara ancak leim olanlar ihanet eder.»
Yine peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:
«Ey insanlar , kadınlara hayırla muamele etmenizi ve Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar emriniz altındadır. Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız ve onların nâmûslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Şunu biliniz ki, sizin kadınlar üzerinizde haklarınız olduğu gibi, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, yatağınızı yabancılardan kaçırmaları ve müsaadeniz olmadıkça hoşlanmadığınız bir kimsenin evinize girip oturmasına müsaade etmemeleridir. Hiçbir kadın, erkeğinin izni olmaksızın evinden bir şey harcayamaz. Eğer kadınlarınız bu yasaklardan birini yaparlarsa, onlardan ayrı yatın ve yaralamadan, berelemeden dövüp vazgeçirin. Eğer size itaat ederlerse, onların aleyhine yürümek için başka yol aramayın. Daha ileri gitmeyin. Kadınlarınızın da sizin üzerinizdeki hakları, maruf olan şekliyle (şer'î ahkâma göre), her türlü yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.»
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK EŞİNİ DÖVEBİLİR Mİ?
Peygamberimiz (S.A.V.) kadınları kastederek:
«Allah'ın kullarını dövmeyin.» diye buyurduğu zaman, kadınlar bu sözden yüz almaya başladılar.
Nitekim bu söz söylendikten bir müddet sonra Hz. Ömer (r.a.) Resûlullah'ın yanına gelerek:
«Ey Allah'ın Resûlü! Kadınlar kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar» diye şikâyette bulunur.
Bunun üzerine Peygamber (S.A.V.) erkeklere haklı yerlerde kadınlarını dövmeye izin verdi. Bu kere de kadınlar Peygamberin hanımlarına başvurarak kocalarından şikâyetçi olmağa başladılar. Günden güne şikâyetlerin sayısı kabarmağa yüz tuttu.
Neticede Peygamber (S.A.V.):
«Muhammed âilesine bir çok kadın başvurarak kocalarından şikâyet etmektedirler. Hanımlarını dövenler şüphesiz ki sizin iyileriniz değildir» diye buyurdular.(1)
(1) Mişkâtül-Mesâbih. c; 2. s: 104.
Şimdi bir soru ortaya çıkıyor. «Erkek karısını dövebilir mi?» Hemen cevap verelim:
İslâmiyette erkek âile reisidir, evin girdisinden çıktısından o sorumludur. O yüzden kendisine karşı baş kaldıran eşini dövebilir. Evlilik birliğini doğrudan doğruya veya dolaylı yollarla yıkmaya yeltenen bir kadın dövülmeyi hakketmiş demektir. Yine Allah emirlerinden birine yan çizen veya O'nun yasaklarına aldırış etmeyen kadın da dövülür. Çünkü daha bir çok yerde de söylediğimiz gibi; «Yaratana isyan olan yerde, yaratılmışlara itaat yoktur.»
Bu sıraladıklarımızın dışında erkek, eşini dövmek yetkisine sahip değildir.
Nitekim Peygamberimiz (S.A.V.):
«Hiç kimse eşini, kölesini döver gibi, dövmesin. Çünkü olabilir ki gün bitiminde onunla münâsebette bulunabilir» (2) diyerek kadınlarla iyi geçinmeyi öğütlemiştir.
(2) Mişkâtü'l-Mesâbih, c: 2. s: 199.
Dinimiz insanoğlunun iyiliğini kendisine konu edindiği için, erkeğin eşini terbiye maksadıyla dövmesine göz yummuştur. Ama terbiye etmek, irşat etmek ölçüsünün ötesinde, acıtıcı, yaralayıcı, kan akıtıcı ve bir yeri incitici tarzda dövmeyi yasaklamıştır. Böylesine hareket eden erkeğe ceza verir. Hafifçe dövmenin yer ve zamanı sınırlıdır. Kadının eşlik vazifesini yapmaktan çekinmesi, izinsiz olarak gezip tozması, kocasının malını israfa varan bir ölçüde insafsızca harcamacı gibi durumlardır, bunlar. Bu durumlarda da erkek karısını hafif de olsa hemen dövemez. Daha önce başvurulması gereken tedbirler şunlardır: Önce nasihatte bulunacak, düştüğü hataları tatlılıkla söyleyecek, eğer dinlemezse sertçe ihtarda bulunacak, yine dinlemezse o zaman hafifçe dövebilir. Şunu belirtmek yerinde olacaktır. Erkek eşini hafifçe dövmek sûretiyle yola getiremeyeceğini anlarsa, hafif de olsa dövmesi dinimizce doğru değildir. Çünkü kadını dövmekten maksat, onu yola getirmek ve terbiye etmektir. Bu maksat yerine gelmeyecekse, dövmek, tecavüzden başka bir mânâ taşımaz.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK ÇOCUKLARININ TERBİYESİNDE VE EV İŞLERİNDE EŞİNE YARDIMCI OLMALIDIR
Bu da erkeğin önemli görevlerinden biridir. Gerçi çocuğun terbiyesi annenin görevidir. Fakat bu hususta erkeğe de önemli görevler düşmektedir.
Çocuğun anasına karşı olan saygısı ve hürmetini, meşgul olduğu sanatta daim olmasını, gelip giderken küçük ve büyüklerine karşı olan sevgi ve saygısını kontrol etmek babaya düşen bir görevdir. Erkek çocuklarına karşı olan vazifelerini ifa ettiği gibi, âilesine yapacağı ev işlerinde yardımcı olmak ve Resûlullah'ın bu husustaki sünnetine tabi olmak en büyük gayesi olmalıdır.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Sizin hayırlınız, kadınlarınıza karşı hayırlı olanınız ve âilesine karşı en şefkatli olanınızdır.» (*)
Hz. Aişe diyor ki:
Resûlullah (S.A.V.) elbiselerini yıkar, koyun sağar, kendi hizmetini kendisi görürdü.
(1) Mişkâtü'l-Mesâbih, c: 2, s: 202 - 204.
Erkeğin âilesine karşı izahını yaptığımız şekilde alçak gönüllülük ederek karısına yardımcı olması, âilenin huzur ve saâdetini temin edeceği gibi bolluk ve bereketin artmasına, evlilik bağlarının sağlamlaşmasına, karısını daha çok kendisine bağlamasına yardımcı olur. Bu erkeğin şan ve şerefini muhafaza etmesi demektir.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK ÂİLESİNİN İBÂDETLERİYLE İLGİLENMELİ, ONLARA DİNİ İNANÇLARINI ÖĞRETMELİDİR
Erkek, gerek âilesinin ve gerekse çocuklarının Allah'a karşı olan ibâdetleriyle sıkı sıkıya ilgilenmeli ve eğer borçlarını ifa etmiyorlarsa onlara yapmaları için emir vermelidir. Çünkü erkek onların bu husustaki borçlarından Allah katında sorumludur.
Ulu Allah buyuruyor ki;
«Âilene (ve ümmetine) namazı emret. Kendin de sabırla ona devam et. Seni biz rızıklandırırız. Güzel akıbet Allah'a karşı gelmekten sakınanlarındır.»
(Ta-Hâ sûresi, âyet: 132)
Erkek, ev halkına dinî inançlarını, Allah'ın ve Resûlullah'ın emir ve nehiylerini öğretmelidir.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Kabile ve ehlinize dönerek onlara iman ve amel ile ilgili mes'eleler i öğretiniz.»
Kendisinin bu hususlarda bilgisi yoksa yakınlarından öğretecek kimseler varsa onlara göndermeleri dinimizi anlatan kitaplar olmalı ve bir hoca bularak hem kendisi okumalı ve hem de ev halkına okutmalıdır. Çünkü kadınlar da Allah'ın birer kuludurlar. Yaptıkları iyilik veya kötülüklerin cezasını bizzat kendileri göreceklerdir.
Ulu Allah buyuruyor ki:
«Muhakkak ki ben erkek olsun kadın olsun içinizden iyilik yapanın iyiliğini boşa çıkarmam. Hepiniz birbirinizden meydana gelmişsiniz. Hepiniz bence birsiniz. Ama benim yolumda göç edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, dini uğrunda eziyete katlananların, savaşanların ve bu uğurda öldürülenlerin günâhlarını elbette örteceğim.»
(Al-i İmran sûresi, âyet: 195)
«Mü'min olan erkeklerden ve kadınlardan iyi işler işleyenler cennete girerler. Kıl kadar zulüm görmezler (Hakları yenilmez).
(Nisâ sûresi, âyet: 124)
Kadınlar da aynen erkekler gibi Allah'ın emir yasaklarını bilmek ve emirlerini yapıp yasaklarından kaçınmakla mükelleftir. Bunun için de Allah'ın ve Resûlullah'ın emirlerini ve yasaklarını öğrenmesi gerekir ve kadın buna mecburdur.
Ulu Allah buyuruyor ki:
«Ey iman edenler kendinizi ve âilenizi cehennem ateşinden koruyunuz.»
(Tahrim sûresi, âyet: 6)
Bu âyetin tefsiriyle ilgili olarak Hz. Ali şunları söylüyor:
«Âile ve çocuklarınızı terbiye edin ve onlara ilim öğretin.»
Âilede çocukların en büyük mürebbisi (terbiyecisi) kadındır. Çocuğun gelişme çağında ona en güzel terbiyenin verilebilmesi için kadının gerek bilgi ve gerekse pratik yönden terbiye ve ahlâk bilgisine vakıf olması şarttır. Resûlullah buna binaen kadınların okuma ve yazma öğrenmelerini teşvik ve emir ederdi.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK EŞİNİ MEŞRU EĞLENCE YERLERİNE GÖTÜRMELİDİR
Erkek, belirli zamanlarda eşini ve çocuklarını yanına alarak tenha bağ ve bahçelik yerlere, deniz kıyılarına götürmeli, onların temiz hava almalarını sağlamalı kalplerini sevindirmelidir.
Hz. Aişe anlatıyor:
Bir bayram gününde, Habeşi (siyah derili) ler kalkan oyunları oynuyorlardı. Ben Resûlullah'a onları seyretmeye izni olup olmadığını sordum, o da:
- Seyretmek ister misin? diye sordu.
Ben de:
- Evet, diye cevap verdim. Bunun üzerine beni arka tarafına aldı, neredeyse benim yanağım onun mübarek yanağına değmek üzere idi. Ben bıkana kadar seyre devâm ettik, sonunda bana:
- Yetti mi? diye sordu. Bende:
- Evet, dedim. Bunun üzerine Resûlullah «öyle ise sen git» buyurdu. (*)
(*) Mişhâtü'l-Mesâbih, c: 2 s: 199.
Demek ki erkek, seyrinde mahzur olmayan oyunları âilesine seyrettirebilir. Ancak zamanımızda eğlence yerlerinin çoğu, müslümanlar için bir dert haline gelmiştir. Caddeler, oyun yerleri, spor yapılan yerler, düğünler, toplantılar ve buna benzer yerler kadınlarımız için maalesef birer ahlâk bozucu yerler olmuştur. Zira sünnete uygun düğünlerin yapıldığı çok nadir oluyor. Zikretmiş olduğumuz yerlerden erkeklerin de sakınmaları gereklidir. Erkek hanımının bu gibi yerlere gitmesine izin verirse onun işleyeceği günâhlara ortak olur.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK İTAATKÂR ÂİLESİ İÇİN DUA ETMELİDİR
Erkek, hanımının dindar ve saliha bir kadın olduğunu, evine çocuklarına karşı olan vazifelerini yaptığını, tesettüre riâyet ettiğini, ibâdetlerini ihlas ile yaptığını gördüğü ve bu hâlinden memnun kaldığı zaman onun için yanında veya gıyabında hayır dua etmeli ve böyle bir zevce için Allah'a şükretmelidir. Çünkü evine ve âilesine karşı itaatkâr bir kadın gerçekten şükrü edâ, edilemeyecek kadar büyük bir nimettir. Biraz düşünmek bu fikrin doğru olduğunu ispata yeter.
Kadın gece gündüz demeden evinde çalışmaktadır. Evin terzisi, aşçısı, malların bekçisi, çocukların mürebbisi, erkeğin eşi, dert ortağı, kısaca evin her şeyidir.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Dünya meta'ının en hayırlısı iyi huylu kadındır.» (1)
(1) Buhari; Mûslim, c: 2 s: 1090.
«Resûlullah'a sordular ki:
- Kadınların en üstünü ve hayırlısı hangisidir?
Resûlullah buyurdu ki:
- Kocası yüzüne baktığında sevindiren, emrettiği vakit itaat eden, ayrıldığı zaman malını ve iffetini koruyandır.»
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK ÂİLEDE NE FAZLA BASKI YAPMALI, NE DE MÜSAMAHAKÂR OLMALIDIR
Bir erkeğin gerek evinde ve gerekse eve gelip giderken âile ve çocuklarına karşı aşırı derecede âsabi davranıp bağırması, çağırması ve evdekileri korkutması evde âdeta dehşet saçması İslâmın yüce ahlâkına uymaz. Çünkü bu çeşit hareketler ev halkını erkekten soğumalarına ve ondan nefret etmelerine yol açar. Bu arada çocuklar da yanlış yollara saparak âilede huzur bozulmuş olur. Bir erkeğe yakışan evinde ve dışarıda gâyet vakur ve ciddî hareket ederek çocuklarının ve hanımının terbiyesi ile uğraşması gerekir. Fakat ara sıra onlara karşı güler yüz, tatlı dille şefkat ve merhametle muamele etmeli ve onlara âile büyüğü ve âile reisi olduğu hissini vermelidir.
Resûlullah (S.A.V.):
«İnsanların en kötüsü ehlini sıkan, âilesi üzerinde baskı kurandır.» diye buyurdular.
Ashâb:
- Ya Resûlullah, insan âilesi üzerine baskı kurabilir mi? diye sordular.
Resûlullah şöyle buyurdu:
- Eve gelince hanımı korkudan titrer, çocukları kendisinden kaçar. Evden çıktığı zaman ise karısının yüzü güler ve âilesi sevinir.
Erkek âile fertleri üzerinde fazla müsamahakâr da olmamalıdır. Erkek aşırıya kaçmamak üzere gayretli ve kıskanç olmalıdır. Onların evin dışındaki hareketlerine geliş gidişlerine, yabancılarla olan münâsebetlerine, giyim ve kuşamlarına bilhassa dikkat etmelidir. Onların İslâm terbiyesi, İslâm ahlâk ve an'anesi üzere olmalarını sağlamalıdır.
Erkek, eşine karşı olan güzel muamelesinde itidâli elden bırakmamalı, karısının gözünde otoritesini kaybetmemelidir. Ahlâk dışı hareketini görünce derhal sertleşmeli ve bu çeşit fiillere asla müsamaha etmemelidir. Dine ve insanlığa bir iş yapacak olursa derhal karşı çıkmalı ve buna engel olmalıdır. Çünkü karısına karşı olan otoritesini kaybeden erkek karısının isteklerine tabi olmaya başlar ve artık kadının ahlâkının sükût devresi başlar. Artık, erkeğin âilesi üzerinde hiçbir otoritesi kalmaz.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Karısına kul olan yüzüstü sürünsün.»
Karısının isteklerine uyan bir erkek onun kölesi durumuna düşer ki, böyle bir erkek lânet edilmeye lâyıktır. Çünkü Allah erkeği kadının hâkimi kılmış ve öyle yaratmıştır. O, karısının emirlerine itaat etmekle Allah'ın bu hükmünü tersine çevirmiş ve şeytana itaat etmiş olur.
Müslüman!
Allah'ın «kendinizi ve ehlinizi cehennem ateşinden koruyun» emrini, Resûlullah'ın «Hepiniz çobansınız ve çobanlığınızdan mesulsünüz» ikazını unutma! Atalarımız «Ağaç yaş iken eğilir, kızını dövmeyen dizini döver» demek sûretiyle bize ne güzel yol gösteriyorlar. Âile ve çocukları üzerinde kıskanç ve gayretli ol. Ashâbın âdet ahlâk ve ananelerine bak ve onların yaşayışlarından ders al.
Sa'd b. Ubade diyor ki:
«Eğer karımın yanında yabancı, bir erkek görecek olsam onu kılıcımın keskin tarafıyla öldürürüm.»
Bunun üzerine Resûlullah da şöyle buyurdu:
«Siz Sa'd'ın gayret ve kıskançlığına mı şaşıyorsunuz? Ben ondan daha kıskancım, Allah ise benden daha gayretli ve daha kıskançtır.»
Resûlullah hadiste geçen Allah'ın kıskançlığını şöyle tefsir etmiştir:
«Allah mü'minler hakkında gayret ve hamiyyet gösterir. Allah'ın gayreti, mü'minlerin Allah'ın haram kıldığı şeyleri işlememesidir. Allah herkesten daha çok gayretli olduğundandır ki, kullarına kötü söz ve kötü huyları haram kıldı.» (*)
(*) Buhari, K. Nikâh c: 6. s: 156.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK YOLCULUKTAN EVE DÖNÜŞTE BASKIN YAPMAMALIDIR
Kötü zanna kapılarak bir erkeğin eşini gizlice kontrol altına alması, ona baskın yapması doğru değildir. Yalnız ortada şüphe davet eden kuvvetli deliller bulunursa, böylesine durumlar müstesnadır.
«İçinizden biri uzun süre âilesinden ayrı kalıp da döndüğünde evine geceleyin (gizlice girmesin)» (1) diyen Peygamber (S.A.V.) sözü yukarıdaki sözümüzün yanılmaz delilidir. Erkek, elinde tutarlı delil olmadan eşi hakkında başkalarının sözlerine değer vermemelidir. Aslında karı koca arasını bozmaya çalışmak dinimizin en ağır saydığı günâhlardandır. Peygamberimiz (S.A.V.):
«Bir kadını kocasına kötü tanıtıp jurnal eden bizden değildir» (2) diye buyurmuşlardır.
Uzun bir ayrılıştan sonra veya sair zamanlarda bir erkeğin eşine ani baskın yapmasının bir mahsuru da kadının kocasının karşısına çıkacak iyi kıyafette olmayacağı kuvvetli ihtimalidir. Tabiî ki bu durum eşler arasında bir çeşit hoşlanmamazlığın meydana çıkmasına sebep olabilir.
(1) Et-Tac, c: 2. s: 316.
(2 ) Mişkâitü'l-Mesâbih , c: 2 s: 204.
-
aysyzgije
12 years ago
- ERKEK EŞİ İÇİN SÜSLENMELİDİR
Kadının, kocasının sevgisini kazanmak, onu kendisine bağlamak için, onun istediği şekilde süslenmesi gerekiyorsa, erkeğin de aynı şekilde eşi için yeni elbiseler giymek, saç ve sakalını güzelce düzeltmek sûretiyle süslenmeli, eşinin harama bakmasına meydan vermemelidir.
Eğer erkek kirli paslı dağınık bir halde bulunursa karısı kendisinden nefret eder ve aralarındaki sevgi ve muhabbet bağı gittikçe zayıflayarak fitneye düşmelerine sebep olur.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Elbiselerinizi yıkayın, saçlarınızı toplatın. Dişlerinizi misvakla fırçalayın, süslenin, temizlenin. Çünkü israil oğulları bunu yapmadıkları için kadınların gözleri dışarıda kalmış ve zina etmişlerdi.»
islâm dini erkeğin sadece kadına karşı süslenmeyi değil dışarıya karşı güzel ve temiz giyinmesini ve islâmın yüceliğini gösteren hareketler içine girmelerini emir ve tavsiye ediyor.
Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki:
«Elbiselerinizi temiz tutun ve güzel yapın. Binek ve yük hayvanlarınızı (cins yönünden) ıslah edin. Ta ki insanların içinde bir ben gibi onlara örnek olun.»
-
Panturkist
12 years ago
- Erkekler, kadınların koruyucuları ve hâkimidirler: şuny feministler eştse saçlaryny yolar!
-
aysyzgije
12 years ago
erkekler, kadınların koruyucuları ve hâkimidirler: şuny feministler eştse saçlaryny yolar!
eger feministlarin kanuny, Allatagalanyn kanunyndan yokarda bolsa(haşa), onda bilmedim.
panturkist | 2012-06-15 20:50:10
-
Panturkist
12 years ago
- aysyzgije feministleri bilýän bolsaň olaryň 90%-i yslamyň aýal maşgala barada aýdýanlaryna garşy. şonuň üçinem dine kän gulak asanoklar.
-
aysyzgije
12 years ago
aysyzgije feministleri bilýän bolsaň olaryň 90%-i yslamyň aýal maşgala barada aýdýanlaryna garşy. şonuň üçinem dine kän gulak asanoklar.
dine gulak asmayanlara, men-a unsem beremok:) uns berenine degenok.
panturkist | 2012-06-17 20:36:41
aysyzgije 12 years ago- ERKEK ÂİLESİNİN GEÇİMİNİ SAĞLAMALIDIR
İslâm dini âile içinde yapmış olduğu iş taksiminde ev işlerini kadına, dış işleri de erkeğe yüklemiştir. Bu sebeple evin ve âilenin bütün ihtiyaçlarının temin edilmesi görevi erkek üzerine yüklenmiştir ve bu vazifenin farz olduğu bildirilmiştir.
Ulu Allah buyuruyor ki:
«Erkekler, kadınların koruyucuları ve hâkimidirler. Çünkü Allah birini (savaş, imamlık ve miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Ayrıca erkekler mallarıyla kadınları beslerler.»
(Nisâ sûresi, âyet: 34)
Erkek, eşinin ve çocuklarının rızkını helâl yoldan kazanmalı ve asla harama sapmamalıdır. Böyle yaparsa çocukları da, terbiyeli, temiz ve doğru dürüst olur. Bunun tersini yapar da, âile ve çocuklarının yeme içme ve giyimlerinde harama saparsa kıyamet gününde bu yaptıklarından mes'ul olacağını bilmeli ve haram nafaka ile beslediği çocuklarından kendisine bir hayır gelmeyeceğini unutmamalıdır. Ayrıca yarın kıyamet gününde onun çoluk çocuğu yakasına yapışacak ve:
«Ya Rabbi! O bizim haberimiz olmadan bize haram yedirdi. Bize öğrenmemiz gereken şeyleri öğretmedi. Bizi câhil bıraktı, ondan hakkımızı al.» demek sûretiyle dâvacı olacaklardır.
Helâl rızık ve helâl kazancın ahlâk üzerindeki tesiri çok büyüktür.
Erkeğin çoluk çocuğunun rızkını temin sebebiyle çektiği sıkıntılar sebebiyle günâhları affolur. Çünkü Resûlullah (S.A.V.) şöyle buyuruyor:
«Helâl mal talebiyle yorulup akşamlayan kimse kötü günâhları affolmuş halde geceler.»
«Günâhlardan öyleleri vardır ki, onlar namaz kılmakla, oruç tutmakla ve hacca gitmekle affolmaz. (O günahlar) sadece çoluk çocuğunun nafakası için çekilen sıkıntılar sebebiyle affolunur.»
İslâm hukukuna göre kadın evde çalışmaya mecbur değildir. Ama şüphesiz ki elinden geldiği ölçüde ev işlerinde çalışması sevgi ve karşılıklı saygının derinleşmesi bakımından büyük değer taşır. Hattâ erkeği fakir bir kimse ise çalışması da gerekir.
(*) Et -Tac, c: 2, s: 318.