Genç adam biraz şaşırmıştı. Neden böyle bir şey yapacaktı ki? Şu an tek istediği uyumaktı. Başka bir şey umurunda değildi. “Merak etmeyin, böyle bir derdim yok. Tekrardan iyi geceler.” dedi. Ardından koridorda ilerlemeye başladı.
Odasına doğru giderken sağ tarafında resepsiyonistin bahsettiği numarasız kapıyı fark etti. Önünden geçerken öylesine bir bakış attı. Daha sonra kafasını yeniden çevirip yürümeye devam etti.
Genç adam odasına yerleştikten sonra neredeyse hiç oyalanmadan yatağına uzandı. Çok erken yola çıkacağı için biran önce dinlenmeliydi. Kısa bir süre sonra da uykuya daldı.
Aradan henüz bir saat geçmişti ki adam uyandı. Daha doğrusu doğru düzgün uyuyamamıştı. Bunun nedeni meraklanmış olmasıydı. Resepsiyonistin tuhaf uyarısı aklına takılmıştı. O odada ne vardı ki adam böyle bir şey söylemek durumunda kalmıştı? İçindeki merak duygusuna dur diyemeyecek noktadaydı. O odaya bakmalıydı. Fena halde aklı çelinmişti.
Genç adam ansızın yataktan kalkıp üzerine bir şeyler geçirdi. Ardından oda kapısını açarak karanlığa çıktı ve yürüdü. Numarasız odanın önüne geldiğinde durdu. Eğildi ve gözünü anahtar deliğine yaklaştırdı. İçeriye heyecanla bakmaya başladı.
Odanın geneline soluk bir ışık hakimdi. Adam gözünü biraz kaydırdığında ışığın kaynağını görebildi. Ufak bir masanın üzerinde bir televizyon duruyordu. Açıktı, ekranında hareket eden figürleri seçebiliyordu. Adam bunun gece kuşağında yayınlanan bir film olabileceğini aklından geçirdi. Dikkatini televizyondan uzaklaştırıp gözünü odanın diğer köşelerine bakabilmek için yönlendirdi. Tam o sırada aniden koltukta oturmuş bir kadın gözüne takıldı. Böyle bir şey beklemediği için ürpermişti. Gördüğü kadın bir hayli yaşlıydı. Üzerinde beyaz bir gecelik vardı. Yüzü televizyona dönüktü. Pür dikkat yayına kilitlenmiş olmalıydı ki hiç hareket etmiyordu.